ŞİİR
Belki Uzaktasın İbrahim Kadiroğlu Belki Yarın Sabah İbrahim Kadiroğlu
Acaba Ben mi Gelsem
Ama uzak değilsin bana.
Yanımda yürüyen bir hayalsin sen,
Elini bırakmayı hiç istemediğim türden.
Sesini duyuyorum her şeyde.
Bazen senden,
Bazen de türkünü söyleyen güvercinlerden,
Beyazıt’ta sensiz bir meydanda üşürken.
Sen uzaktayken bir üşüme geliyor ruhuma.
Hep üşürdüm bu mevsimde,
Ama soğuk bir başka işliyor içime artık.
Sanki sen yoksun diye titriyor yanımdayken tuttuğun elim.
Aklımdaysa yanında olmak var.
Nereye gidersem gideyim seni arıyor gözlerim.
Sanki sen nereye gidersen,
Seni orada bulacakmışım gibi.
Gözlerim ufka bakarken,
Güneşten önce sen doğacaksın diye bekliyorum.
Sanırım ruhum da çok özledi,
Her sabah umutsuzluğunu seninle dağıtıp neşelenmeyi.
Özledim galiba seni.
Ya da sadece özledim işte.
Bir Ocak gecesinde uykuya dalmadan önce,
Yaşadığım yazı düşünürken.
Benim kadar eski bir yalnızlığa uyanırım usanmadan
Gözlerimi açtığımda burnumun ucunda beliren gözlerini
Dağlamak isterim sevgi dolu hecelerimle
Oysa odur benim gözlerimin sahibi
Kafamı bir güzele çevirsem öldürür beni
Bitmez tükenmez kasvetiyle
Tutsak ruhuma küstürür bedeni
Belki yarın sabah
Senin kadar yeni bir mutluluğa uyanırım ilk defa
Rüyalarımdan günüme süzülen gözlerini
Koklamak isterim seninle yazılacak defterimde
Sen olsan ya gözlerimin hakimi
Gözlerim senden ayrılırsa kör etsen beni
Uçsuz bucaksız güzelliğinle
Kutsasan seninle ölecek bu bedeni
Yanaştığı İskeleden Kalkan Tek Vapur, İstasyondan Ayrılan Son Tren Gibi.
Teni Terk Eden Ruh Gibi Gittin..
Herkes Gibi, Okşadığı Gözü Terk Eden Yaş Gibi Gittin!
Sen Gittin,
Ben Mezarındaki Ölü Kadar Soğukkanlıyım, Bekliyorum Hala..
Biliyorum Dönmeyeceksin; Ama Olsun, Bekleyeceğim..
Buralar Soğuk, Üşüyorum… Ne Zaman Sorsa Seni Bir Tanıdık; Buz Kesiliyorum, Elim Ayağım Boşalıyor, Tartmıyor Beni Yıllanmış Dizlerim..
Üzülüyorum, Anlıyor musun?
Gitti Denmiyor Be Prenses, Gelecek Diyorum.
Gelmeyeceksin, Biliyorum..
Yine de Kuldan Umut Kesilse de ALLAH'tan Kesilmez Diye Kendimi Avutuyorum.
Meleğim..
Özlüyorum,
Çok Özlüyorum...
Acaba ben mi gelsem? ..
İbrahim Kadiroğlu Ah Şu Mevsimler İbrahim Kadiroğlu Anladım... İbrahim Kadiroğlu Aşk Geçicidir Diyorlar İbrahim Kadiroğlu Aşka Dair İbrahim Kadiroğlu Belki de... İbrahim Kadiroğlu Canımı Vereceğim İbrahim Kadiroğlu Dudağındaki Parmak İzlerim İbrahim Kadiroğlu En Ağır Cümle Belki de İbrahim Kadiroğlu Geceler İbrahim Kadiroğlu Git Artık İbrahim Kadiroğlu Gökyüzüne Hicazkar Bir Beste İbrahim Kadiroğlu Hep Düşündüm İbrahim Kadiroğlu Herşey Böyleyken Güzel İbrahim Kadiroğlu Kaşarlı mı? İbrahim Kadiroğlu Korkar İbrahim Kadiroğlu Sen İyi Bak Sana İbrahim Kadiroğlu Sen Kokuyor İbrahim Kadiroğlu Tek Gecelİk Rüyam İbrahim Kadiroğlu Yarım Kalan Bir Şiir İbrahim Kadiroğlu Yeter Değil mi? İbrahim Kadiroğlu
Dinlemedin hafife aldın ayrılığı. Ayrılık senin gibilerinin yaptığı değil…
Gideceksen, sözün ayaklarını geçiyorsa, ayakların yakınıdamdan geçmeyecek arkadaş…
Ayrılık gurur duymalı aslında. Kalmayı değilde gitmeyi becerebildin diyeyim sana…
Bu aralar tüm aşıkların dilinde; ayrılıklar hep sonbaharda mı olacak, bu kadar soğuk olma Diyarbakır sevdiğim yok yanımda hesabı…
Oysa biz sonbaharda tanışmıştık. Yaz aylarında gittin…
Mevsimlerin suçu yok sen kalmayı beceremedin…
Valizini hazirlayip eline vererek,
Hadi defol git demekmis ASK.
Gitme kal dedigimde ANLADIM...
Aşk geçicidir diyorlar,
Evet diyorum; her gece aklımdan geçiyor, bir türlü unutamıyorum…
O zamanlar sen bir idealdin benim için,en büyük hedeftin...
Oysa ben sana ulasmak icin nice cellat nişangahlarda
Masum bir hedef tahtasını oynadım.
Kader oklarını hep tam ortaya fırlattı.
Hep vurdu tam 12 den..
Hiç yılmadım,yıkılmadım.
Bir gün seni bulacaktım,bulmalıydım.
Çünkü ihtiyacım olan tek şey sendin.
Neyim yoktu ki senden baska...
Ama sen yoktun o zamanlar.
Ne limanlar vardı sıgınabilecegim
Ama ben yine zamana sıgındım...
Yine yelken actım dalgalı denizlere,
Yine yara aldım ama ayakta durmayı basardım.
Hem nasıl vazgecebilir,nasıl pes edebilirdim ki
Seni bulursam eger, ben sen oluyordum.senle doluyordum.
Ve ben sen olmak icin neler vermezdim ki...
Hani verecek pek bir şeyim de kalmamıstı ya sana neyse...
Şu nacizane yüreğin içinde bir yer verebilirdim ancak sana.
Çünkü en temizi o idi.
NE KİRALANMIŞTI SİMDİYE KADAR,
NE DE EL İLANLARIYLA SATILIĞA CIKARILMISTI.
Sana bir tek o layık olabilirdi.
Düşündüm gecelerce,zaten gündüzleri sevemiyordum bir türlü.
Çunku aydınlıktı ama ben sana safak sayıyorken
Agır geliyordu bu bana
Ve ben seni bekliyordum nihayetinde,
GERÇEK GÜNEŞİMİ...
Ne etrafımı görmeye ihtiyacım vardı
Ne de ellerimi ısıtmaya.
Benim yüregim aydınlanmak istiyordu ve o demde ısınmak...
Her attıgım adım sanaydı ve seni zikrediyordu nefesim.
Çünkü nefesimin sen olmaya ihtiyacı vardı,benim de sana...
Nefessiz kalırsam ölürdüm en fazla ama sensiz kalırsam...
Yok yok ölümden öte bir seyi düsünmek ne dimagımda vardı ne de inancımda.
Sabır dedim hep sabır...
Ve bir gün tam ümitlerimin tükenmek üzere oldugu bir anda cıktın karsıma,
işte o gün azad ettim zamanı,ki o da durmustu zaten.
ARTIK SIGINACAGIM TEK LİMAN AŞK LİMANI.
AŞK DA SEN OLDUĞUNA GÖRE; SORUYORUM ŞİMDİ SANA...
BANA GÖRE BİR YER VAR MI GÖNÜL LİMANINDA? ? ?
Dudaklarımla alnına yazmak adımı.
Gönlünün mahseninde naralar atıp,
Yaldızlı boyalarla yazacagım adını gökyüzüne.
Seni yıldız sansınlar diye değil bir tanem,
Yıldızlar seni görüp de kıskansın diye...
Sırf onlara inat kanımı akıtıp,
Güneş kırmızılıgı verecegim sana,
Seni güneş sansılar diye değil bir tanem
Yalnızca sana itaat etsinler diye sonra,
Sonra bir tanem esen rüzgarda bulacagım seni...
Çekecegim icime derin derin.
Bir müebbet daha yazacagım hesabına sorgusuz sualsiz...
Ve bir gun kırılacaksa alınyazımızı yazan,
Beni sen, seni ben yapan o kalem,
Suna inan bir tanem,beraber kırılacak...
Çekilecekse hasret,feda olacak ona ömür
Hiç bir acıya, hiç bir sancıya okunmayacak lanet
Derin düşünceler yontacak ruhumuzu belki,
Belki hisli düşünmeceler alacak uykularımızı.
Bir sen olacaksın bir de ben uykuya hasret
Ve tüm hasretler birtanem Allah'a emanet...
Mum olacagım senliliğe sende eriyecegim.
Dibimi aydınlatamayacagım belki ama,
Sana ışık tutmak tek vazifem olacak.
sen geceleri seversin çünkü karanlıgı değil! ...
o yüzdendir ki tüm karanlıkları alacagım.
Aydınlıkları serecegim yüregine zulaladığın acılara...
Hepsini aydınlatacagım birer birer.
Ben belki eriyecegim bitecegim ama,
Bir düşünsene sen olmasan zaten ben bitmişim...
Boşa olmayacak cektigim kürekler.
Sevda okayanusunda bir garip yolcu olsamda,
Kapılarını actıgın gönul limanında,
Bir yük gemisi olmayı ögrenecegim yavas yavas.
Keder tasıyacagım baska girdaplara bırakıp gelecegim...
Ve kazıyacagım dimağına şu son sözlerimi;
"Sen yeter ki iste,ben sana canımı da verecegim..."
yazdığım harflerin bir tanesine bile değmeyen kadın...
seni yazmak istemezdim inan, ama gönül işte, kim canını çok yakarsa onu yazıyor...
ben senle uzaklığa uzaktım, beni bırakırken, uzaklığın ne olduğunu sende anladım...
içimdeki çocuğu büyütemedim, senle evlilik hayalleri kurarken...
hayal kurmanın bedellerini sende anladım..
ben seni sevmeyi seviyordum...
sevmenin ne olduğunu seni sevmeyi severken anladım...
girmedi hala aklına değil mi? bu hayat seni unutacağım kadar uzun değil...
bu hayat seni benden alacak kadar kolay değil...
yaşamak kolay yaşatmak zor sevdiğim...
şimdi kimlerle yaşıyosun benle kurduğun hayalleri...
şimdi kim siliyor dudağındaki parmak izlerimi...
birbirimize hesap verme vakti gelmedimi...
sevdiğim...
çok acıyor içim... yanıyor kül oluyor...
yine yaktım sıgaramı... yine düşündüm seni, sendeki beni...
bendeki sen yok artık sende ki benle yaşıyorum sevdiğim...
kayboldum sende seni unutmakla değil kendimi aramakla geçiyor zamanım...
sen öğrettin her şeyi bana, hepte sen yaktın içimi...
ne demeliyim bilmiyorum... sende sev ben gibi...
çok ama çok severken, onun da çok sevdiğini düşünürken olmayacak bir şeyden ayrılık görünür. "bi anlık öfke, yine barışırız" diye düşünürken, o çoktan başka sevdalara yol almıştır.
ondan bi tepki beklersin ama gelmez. en sonunda "böyle saçma bi şeyden ayrılmadık dimi biz? " diye sen sorarsın.
bi sürü yalan dinlersin: biz anlaşamıyoduk zaten, böylesi ikimiz içinde en iyisi. aslında seni seviyorum ama bi tuhaflık var, barışmayı da inan çok istiyorum ama olmaz, gibi şeyler uydurur. ve bir cümleden sonra ama varsa o cümlenin hiç bir anlamı yoktur. "seni seviyorum ama..." gibi
biraz olsun aklın varsa anlarsın terslik olduğunu. başka biri mi var? diye korkarak sorarsın, alabileceğin cevabın evet de olabileceğini düşünerek. saçmalama o kadar zaman beraberdik hiç mi tanımadın beni? olsa söylerim... canınızı acıtmak istemezmiş gibi yalan söyler. yalan söyleyerek daha çok acıtacağını bilmeden...
barışmak için yalvaracak duruma gelirsin. basit bi şeyden onu kaybetmek istemezsin. en sonunda o da dayanamaz ve "başka birini seviyorum" sözcükleri dökülür dudaklarından.
ya ben ondan sıkılırsam, ya başkasına aşık olur da onu yarı yolda bırakırsam napar o bensiz? diye düşünürken, onun sevgisine kendi sevginden bile çok güvenirken, ben bile bırakırım da o bırakamaz beni derken, şimdi o senden çoktan vazgeçmiş üstelik başkasını sevmiş.
ayrılık acısına mı, yerine sen varken başka birinin konulmuş olduğuna mı dayanacaksın bilemezsin. söyleyecek çok şeyin varken, aklında uçuşan düşüncelerden hiç birini tutamazsın susar kalırsın. söylesen de tesiri yoktur. ama susmaya da gönül razı değildir...
bazen bir ışık hüzmesi bazen zifiri karanlık
kiminin baslangıcında hüzün
kiminin havasında ölüm kokusu
beyinleri eriten yalnızlık duygusu
sonunda aydınlık arayısları nafile
gündüz ile birleşmiş sanki
her saniye ömrümü kemiriyor
adeta iki fare gibi
teki gündüz gibi beyaz
teki gecenin matemi siyah
tutundugum dal son demlerinde
gecenin karanlıgında ölüm korkusuyla
sıgındıgım bir sokak lambası
belli ki o da bıkmış bu hayattan
aydınlatamıyor artık kaldırımları
yanıp sönüyor deniz feneri misali
yalnızlık denizinin ortasında tek basına
kancasını takmıs yakamıza gecenin sag kolu yalnızlık
yasamak hata belki de
belki yasamakta yanlıslık
ELVEDA herseyiyle yalan dünya
ELveda olmayan sevdiklerim...
ELVEDA........
Daha puslu her zamankinden...
Biliyorum söz verdim sana ama affet.
Bir sigara daha yakıyorum en nemlisinden
O bile sönüyor sevdiğim.
Ama belli özlemiş dudaklarımla buluşmayı.
Yakıyorum yine en kuytu köşesinden.
Dumanına hayalini resmediyor beynimdeki ressam.
Ama her fırca darbesi bir şeyler yok ediyor,
O eşsiz nakışlı portreden.
Önce dudakların yok oldu aniden...
Artık hissedemiyorum ürkek nefesini ciğerlerimde.
Ardından deniz gözlerin ruhumun med cezirine kanıp,
Sır gibi çekildi gözlerimden.
Sonra ise ellerim,
Dokunmaya cekindigim ellerinden...
Korkuyorum sevdiğim çok korkuyorum! ..
Yüreğim ikiye bölünüyor sanki.
Öyle ya şaşıracak ne var bunda,
Yarısı senin değil miydi onun sanki?
Kalan yarısı da sen gidersen bir gün,
Yasını tutacak aciz bir et parçası değil miydi?
Yine şafak söküyor sevdigim...
Sensizliğe bir şafak türküsü daha kopartacagım icimden! ..
Yine tutacağım nefesimi, öldürmek için "Ben" i...
Hani "bir" olmuştuk,"biz" olmuştuk?
Ölene dek bende olacak,
Solacaksan da bende solacaktın hani...
Ne oldu o yeminlere şimdi?
Karabasanlara mı yenik düştü o pembe düşümüz?
Şimdi ben kokuna hasret,
Şimdi ben gözlerine,
Ve şimdi yüreğim yüreğine gurbet...
Olmamalıydı sevdiğim böyle,
Gitmeseydin keşke kalsaydın ölesiye ya da öylesine! ..
Buna bile razıyım şu an.
Bir saniye daha hissetmek için seni içimde,
İnan yakabilirim bu bedeni! ...
Çünkü sen yokken o kadar soguk ki Diyarbakır...
Bedenimi yaksam ruhum ısınır mı bilmem ama,
Sensiz bu beden bir hiç zaten...
Varsın yansın,
Varsın nefes almasın,
Hiçkimsenin olmasın topraktan başka...
Gazetelere manset olsun ölüm ilanım! ...
Sen yoksun ya, lanet olsun sevdigim lanet olsun! ..
Gidiyorsun demek,
Peki öyle olsun...
Sen hayal bahçemin tek beyaz gülü oldun...
Öyle de kalacaksın bunu bil ve öyle git bari.
Ama dur bekle emanetini de almalısın yanına.
Bende kalan yarım bir yürek var sana ait.
Onu da al yanına öyle git.
Git artık hadi git...
Git! ...
Yüküm agır ayrılıgın kambur sırtımda
Yalnızlıgın kanlı bohcasını tasıyorum
Yüzümde bıraktıgın bıcak yarasıyla gidiyorum
Bu gidiş nereye bilmiyorum sevdiğim ama,
Sen kokmayan bir gülistan arayacagım sanırım
Dünyadaki tüm güller kokusunu senden almısken bu zor ama olsun...
En zor aşkı yasadım ben ve en yasağını
Allah denizi yaratırken gözlerinden
Güneşi yaratırken saçlarından
gülleri yaratırken de teninin kokusundan ilham almış olsa gerek
Ve inan tabiattaki tüm güzelliklerde senin varlıgını keşfetmek zor değil
Kimi zaman suya ciziyorum resmini
Kimi zamansa ateşe...
Ama ne zaman yüzümü semaya cevirip hayalini resmetsem
Yagmur olup aglıyorsun üstüme...
Sen benim üstümdeki kol kanat..
Sen benim gökyüzümsün.
Aşkımıza kanat cırpan bir kelebek mi,
yoksa hayat agacımızın dallarında gezinen bir tırtıl mı? ...
Bir de baktım ki tırtıl olmusum...
Girdim kozama usulca,seni rabıta ettim yalnız.
Hep sen vardın düşlerimde...
Acaba sana bir gun kavusabilecekmiydim?
Beynimi eritirken bu sorular,
aklımın ucundan gecmezdi bile o kozadan cıkacagım...
Ve gözlerin gibi kursuni kanatlarımla yüzündeki pırıltılı tozlara dokunacagım...
Belki de son dokunusumdu bu sana...
Kim nerden bilebilirdi ki,
sevdanın o mistik kokusunda,
kanatlarımın eriyip gözyaslarınla hasrolacagını...
Aglaman mıydı beni kahreden merak ediyorum?
Yoksa bu kahroluslarım seni ucu bucagı olmayan aglama duvarlarına mı hapsedecekti?
Gözyasların gardiyandı...
Ve ben müebbet gözlerinin hapsindeydim.
Sana bir daha bakamayacak,dokunamayacak,
kısacası seni yasayamayacak olmanın verdigi hüzünler yumagımıydı bu kahroluslarıma neden?
işte bunu merak ediyorum sevdigim.
Bunu merak ediyorum! ...
Seversin demiştin ya hani bundan sonra da…
İnan ki kimseyi o kadar sevemedim…
Ve o iki kelimeyi senden sonra kimseye ama kimseye söyleyemedim…
Belki hiç olmadın benim için, belki de azdın…
Seni sevmiyorum hala…
Ve bilmeni istemiyorum hala sana şiirler yazdığımı…
Ve bilmeni istemiyorum bütün bunları…
Çünkü her şey böyleyken güzel…
Kantinci bağırır kaşarlımı olsun...
Karşısına çıkmaya korkar...
kurmakla mı? Şimdi geçmişe dönüp birbirimize hesap verme zamanı gelmedi mi sence?
Bu kadar kolay olmamalı gitmen. En azından hafifçe tökezlesen, arkana bakıp düşüne düşüne gitsen… İnan razıydım senden gelen ayrılığa. Ama öyle değil hesap vermeden.
Ayrılık sadece uzaklık mıdır. Yoksa senin bende olabilme ihtimalini düşünebilmek midir?
İşte sen bunu bile anlamamıştın. Çok çocuk tarafların vardı aşktan yana, aşkımı anlamadın yoksa aşk mı büyük geldi duygularına işte onu tartışmalı senle. Ama tartışacak yüz bırakmadın ki kendinde. İki yüzlüydün sen bari bir yüzün kalsaydı geride…
Ne demişti şair:
“Aylar Sonra Eski Sevgilinizden Gelen,
Nasılsın?
Mesajıyla Umutlanmayın..
Çünkü Her Katil Merak Eder,
Vurduğu Kişinin Ölüp Ölmediğini...”
Oysa merak edip gelip baksaydın keşke ölüp ölmediğime…
Yoksa umutlanmayayım diye mi gelmedin şairin dediği gibi…
İşte ben hep bu yüzden kaybettim iyi yönüyle baktım kötülere.
Oysa şimdi sana bakıyorum yabancı gözüyle…
Bari ufak bir elveda kelimesini yakıştırabilseydin kendine…
Kelimeler anlamını yitirdi senden sonra, seni anlatarak kendini zincire vurdu her mısra…
Şimdi elveda sevgili bana bakma sen iyi bak sana…
Pembe Arkaplaninda Heyecanla GÖrdÜĞÜm...
YÜzÜne Bakamadim SÖyle Doya Doya.
Korktum Belkİ De Okyanus GÖzlerİnde BoĞulmaktan!
Ruhuna Dokunabİldİm Sadece Bİr MÜddet,
YÜreĞİmİn GÜcÜnÜ Anladim İŞte O An.
Ekledİm Sonra YÜreĞİnİ YÜreĞİme,
Bİr De Baktim Kİ; Aman Allahim! ...
Vİtrİnlerde GÖrÜp De ÖzendİĞİm Mutluluktu Bu...
Hazan DÜŞlerİmİn BİlİnÇaltindan Siyrilip,
Mor Kanatli Turnalarla GelmİŞtİn “sen”.
Bİr SÜre GÖzlerİme Bakip AĞladin Sonra Ansizin.
Ben İse Çekİnmeden Serdİm YÜreĞİmİ Altina GÖzyaŞlarinin.
Öyle Ya Nerden Bİlebİlİrdİn Kİ “sen”;
DÜŞecek Bİr Damla GÖzyaŞinin Bİle Kiyametİm OlabİleceĞİnİ! ...
Sonra “sen” HİÇbİrŞey SÖylemeden,
Masmavİ GÖkyÜzÜnÜ Bİle Kiskandiracak Umutlarimi,
Kapkara, O HÜzÜn Kokan, O ÖlÜm Kokan,
O Buram Buram Sensİzlİk Kokan Bulutlara YÜkleyİp,
Ruhumdan Bİr Nefes Üflerken,
Canimdan Da Bİr ParÇayi,
O Bende Kalan Son ParÇayi Da Alip Öylece Gİttİn! ...
Ve Ben Uyandim...
Artik Sen Yoksun...
SensİzlİĞe Tek İsyanim Bu Sessİzlİk Olacak.
Ve Sessİz Sedasiz GİdeceĞİm GÜnÜ GeldİĞİnde.
Bu Hasret Kokan DÖrt Duvar Şahİt Olacak Sadece...
Volta AtacaĞim SessİzlİĞİ Delercesİne,
SensİzlİĞİn Alayina İsyan Edercesİne! ...
Sazimin Telİnde SallandiracaĞim En Sonunda Bu Bedenİ.
Dedİm Ya Zaten Bİr RÜyaydin “sen” Tek Gecelİk...
Şİmdİ Karabasanlarla SarmaŞ DolaŞ Uyuyorum.
Neydİ Senİ İmkansiz Kilan?
İŞte Bunu Bİlemİyorum...
Vel Hasil-i Kelam SevdİĞİm,
ÖmrÜmÜ Yoluna Çekİnmeden SerdİĞİm.
Hatirlarmisin Hanİ DemİŞtİm Ya Sana;
“sen” Kİmsİn... “ben” Kİmİm... Dİye.
“ben” Sen OlmuŞtum...
AŞk’ In Ta Kendİsİ OlmuŞtum.
Ama “sen”; “ben” Olamadin Ona Yanarim...
“sen”; “ben” Olamadin...
Severek ayrılanlar anlar bu şiiri ancak
Gözlerinin maviliginde yüzdürdüğüm hayallerim de yarım şimdi
Resmine bakmak büyük cesaret istyer demiştim sana hatırlar mısın?
Ve sen giderken bendeki o tek resminin yarısını koparıp almıstın
Ne farkeder ki aslında hersey yarım bendeki yürek de dahil
Ve bu hayat sen gidince yarım kalan en büyük mirasın
Yarım bir hayat...
Yarım bir yürek,hayallerim,resmin...
Hersey yarım anladın mı?
Bırak bu şiir de yarım kalsın
Söz eğer senden sonra cesaret edip de asık olursam
O zaman tamamlayacagım bu yarım kalan şiiri.
Şimdi gitmeliyim...
Sol yanı kana bulanmıs yatagım bekler beni.
Hoşcakal yarım sevdam...
Hoşçakal! ...
Bugüne kadar hep sen konuştun ben susup dinledim…
Bırak da biraz ben anlatayım sen sus sinle…
Şimdi konuşma sırası bende…
Merak ettiğin her şeyi anlatacam. Sen yeter ki dinle…
Küsersin, darılırsın, kızarsın, hatta ağlarsın…
Yani her neyse ne…
Hiçbir şey kalmasın dedim içimde…
Sana dair ne varsa gömdüm kalbime…
Sanırım öldüler onlar bir daha çıkmamak üzere…